30 Mart 2012 Cuma

Kaçmayın Lan Parmaklıklar!







Okumayı unuttum derken okumaya yeniden başladım şimdi de kendi aklımla düşünmeyi mi unutuyorum, ikisini aynı anda yürütebilmek zorluyor beni bide bu aralar öykü yazmaya başladım, ama öykü yazmaya başlamamda ki sebepleri de öykü yazan yazarların oluşturuyor olması da canımı sıkmıyor değil. Yok olmak için beklerken bunca şey yapıpta kendim olmaktan bu kadar çok uzaklaşıyor muyum? Yoksa kendim olmaya mı gidiyorum?  Dağın tepesine çıkıp olta atıp beklemektense herkes gibi yaşamak ve yaşamımın bir andan ibaret olduğunu hatırlamadan sadece yaşamak istiyorum, bırakın yakamı lanet olası kitaplar beni benden alıyorusunuz, algılarımı değiştiriyorsunuz, beni iyi olmaya zorluyorsunuz, sizin gibi akıllı olmak zorunda değilim, özgür olmak istiyorum, sadece yaşamak, çocuk yapmak ve ölmek istiyorum, şu anda yazdıklarımı bile sizin için yazıyormuşum gibi geliyor, kurtulamıyorum bu hapishane gibi parmaklıkların ardından, okudukça öğrendikçe sadece daha büyüyor sanki etrafımı çevreleyip beni sıkıştıran bu parmaklıklar, artık onları göremeyeceğim kadar uzaklaşmış olmaları benim için orda olmadıkları anlamını taşımıyor, yerçekimi beni hapsediyor, ayaklarım kırılıyor, ufkum genişledikçe sadece kırmaya çalıştığım parmaklıklar sadece benden uzaklaşıyor onları kırmak daha zor hale geliyor sanki, bana kitaplardan bahsetmeyin bana öykülerden bahsedin, yaşanmış öykülerden insanların hikayelerinden psikolojilerinden bahsedin sadece, bana insan nasıl kendisi olur ondan bahsedin, ey büyük kitaplar!