16 Mart 2014 Pazar

Bunlar Solcu Bunlar Ateist, Bunlar Terörist: Kim Bu Teröristler?



Feodalizm tepetaklak edilip, görece özgür kapitalist toplum yeryüzünde ortaya çıkınca, bu özgürlüğün aslında emekçilerin sömürüldüğü bir sistemi temsil ettiği anlaşıldı. Maddi anlamda baskı altına alınan emekçilerin yarattığı değerlere giderek yabancılaşması sürecini hızlandırarak, sistemin çarklarını işlettiği de çok geçmeden anlaşıldı. Çeşitli sosyalist düşünceler de bu doğrultu da şekillenmeye başladı. Ortaya çıkan ilk sosyalizm düşüncesi aslında bilimsellikten uzak daha çok idealist bakış açısıyla şekillenen hümanizmi ön plana çıkaran ütopik bir sosyalizm düşüncesiydi. Çünkü bu düşünce tarzını savunan sosyalistler kapitalist düzenin yarattığı düzenin kötü yanlarını içgüdüsel olarak kavrıyor bunun için tepki gösteriyorlar fakat bunu açıklamakta güçlük çekiyorlardı. (Günümüzde de çokca mevcuttur).
Bu durumlar henüz gelişirken Fransa'da feodalizmin yıkılışını getiren devrimler aslında tüm gelişimin kıvılcımını ateşleyen gücün sınıflar arası mücadelede yattığının kanıtını oluşturuyordu. Bu sınıf mücadelesinin gerekliliğinin altını çizmeden yapılan araştırmaların çoğu idealist ve bilimsellikten uzak bir yol olacağından ütopik olma damgası ile karşılaşmak zorundaydı. Marx bunu çok iyi analiz etti ve özellikle bu sınıf mücadelesinin üzerine odaklanarak, bu ölüm kalım mücadelesini kabul ederek bunu geliştirmeye koyuldu ve Marksizmi yarattı.
Karl Marx'ın yarattığı marksizm sosyalizmin yapıtaşıdır. Marksizm ise doğa bilimlerini açıklamada en tutarlı görünen materyalizm felsefesini kullanır. 18yy'da Fransa'da tek tutarlı felsefe olduğu yobazlığın düşmanı olduğu ve tüm doğa bilimlerini doğruladığı kanıtlanmıştır. Bu sebeple sonu demokratik bir yaşam biçimine yönelen materyalizmi çürütmek için, sömürücüler her türlü yolu denemiş, din ve diğer buna bağlı her türlü idealizmi savunmuşlardır(Erdoğan'ın vurduğu "BUNLAR ATEIST, SOLCU, TERÖRİST" damgasını yediğimiz yer burasıdır). Marksist felsefenin yapıtaşını oluşturan materyalizm, Marx tarafından 18yy materyalizminin direk bir kopyası halinde kullanılmamıştır. O 'diyalektik' kavramını her türlü idealizmin boyunduruğundan kurtararak materyalizme entegre etmiş ve 'Diyalektik Materyalizm' felsefesini geliştirmiştir. Doğada herşeyin değiştiğini ve sürekli bir hareket halinde olduğunu, bu ölçüde insan bilgisinin göreliliğini göstermiştir. Günümüzdeki her türlü gelişme örneğin quantum fiziği, atomların, elektronların, atomaltı parçacıkların hareketleri bu diyalektik materyalizm kavramının doğrulayıcısıdırlar. Bu felsefi materyalizm anlayışını toplumsal yaşama uygulayarak Marx tarihsel materyalizm kavramını ortaya atmıştır. Sınıfsal savaşımlar ve sürekli çatışmalar halinde feodalizmin nasıl kapitalizme dönüştüğünü, toplumsal düzende bir sistemin bağrından nasıl başka bir sistemin doğduğunu ve bunun dinamiklerini açıklamıştır.
İnsanlar bu sistem içindeki ahlaki,toplumsal, dini ve politik söylemlerin ve verilen sözlerin arkasında bazı sınıfların çıkarlarının yattığını anlamaktan uzak oldukları sürece kurtuluştan çok uzak olacaklardır. Gelişimin destekçisi olduğunu savunan bu insanlar eski düzenin destekçileri tarafından sürekli olarak aldatılacak ve kandırılacaklardır. Bu aldatılmanın son bulabilmesinin yegane şartı ne kadar eski aşağılık olursa olsun bu eski kurumları oluşturan yapının hakim sınıflar tarafından yaratıldığının bilinmesidir. Peki bu hakim sınıf toplumsal düzeni tüm gücüyle bu kadar kuşatmışken bu direnci kırmanın bir yolu var mıdır? Bütün bu baskı ve sömürü düzeni içerisinde yaşayan ezilen sınıfların kendilerine yabancılaşması ve giderek hareketsiz kalması, dibe çökmesini engelleyebilecek bir güç var mıdır? Bu güç kokuşmuş düzenin içinden sıyrılmış küçük burjuva aydınlar tarafından işçi sınıfının bilinçlendirilmesi ile mi yaratılacaktır? Yoksa işçi sınıfı bu gücü kendi dinamikleri içerisinde kavrayıp top yekün bir örgütlü ayaklanmanın öncüsü mü olacaktır?
İşte sosyalizm bu tarihsel gerçekliklerin detaylı analizi ve devrim yaratacak çözümlerin sistematik bir şekilde incelenmesi sonucu ortaya çıkmış bir bilimdir ne bir ütopyadır ne de bir hümanizmadır ne de gerçekleri açıklamaktan uzak bir idealizm.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder