9 Ağustos 2011 Salı

Evren, Kuantum, Belirsizlik, Obsesiflik ve Teoriler Üzerine



Öncelikle, bu yazıyı yazmaya karar verdim, cünkü bi bok anlamadigimiz milyonlarca teoriye dokulmus formül yüzünden, basit seyleri bile anlamaya calismadigimiza tamamen ikna olmuş durumdayim, evrende olup biten olaylari ve ne olup bittigini anlayamadigimizdan dolayi bir seyleri kontrol edebilme arzusuyla dunya nufusunun yarisindan cogu obsesif oldu, ayni benim gibi,(aslinda su anda yapmaya calistigiminda bahsettigimden sonuc olarak bir farki yok gibi gorunuyor ama ben disarida kosmayi kosu bantinda yurumeye tercih ediyorum galiba ( nerden de buluyorum bu takintili laflari kompleksliyim galiba neyse)

yok suraya dokunursam oh rahatladim, 5 kere dokunursam beni herkes seviyo, tek sayi gelirse yarin olucem ( öl bi de senle ugrasalim), dur elimi yikiyim, olmadi bi daha, lan noluyo bi dur... simdi gelelim mevzuya arkadas, ne demisler dusun dusun boktur isin, ne kadar dusunursek o kadar farkindaligimiz artiyor, ne kadar farkindaligimiz artarsa o kadar, boka bataga saplaniyoruz, simdi herkesi boka saplamaya calismak degil amacim sadece obsesif olmak yerine bulmaca cozmeye calismak gibi birseyden bahsediyorum,( ulan o da takinti diyorsan ne yapiyim aq okuma o zaman bundan sonrasini, sen farkindaligini artirmaya devam et taki hareketsiz kalana kadar)tam anlamiyla anlayamayacagimizi bilmenin olasiliklarla konusmanin guzelliginden bahsediyorum... Evreni ve dogayi bizlerin bir butun olarak basvurdugu bir zeka testi olarak dusunmekten, bir yapbozun parcalarini birlestirmeye calismaktan bahsediyorum, elimizde bir suru parca var bildiginiz uzere, birine hakim oldugumuzda digeri, digerine hakim oldugumuzu hissettigimizde digerini unutuyoruz, bu unutkanligi en aza indirmek icin yapmamiz gerekenin elimizdeki parcalari yada bir yigin formullestirilmis teorik bilgiyi, sosyoloji icin yararli hale getirmeye calismanin biz insanciklar icin yararindan bahsediyorum, matematiksel formullerin basitlestirilmesi bazi parcalarin kaybolmasina yol acsa da bir yapbozun bir kac parcasinin kaybolmasi bizim icin buyuk resmi gormeye engel olmayacaktir, en azindan buyuk resmi gormeye hic calismadan, onumuze konan boyama kitabinin sayfalarini boyamaktan daha insancil bir davranis oldugunu dusunuyorum... Gelelim mevzuya , bildigimiz veya ogrenecegimiz uzere( merak etmeyin bende sagdan soldan caliyorum bu bilgileri), nasil var oldugumuzu, evrenin dinamiklerinin ne oldugunu anlamaya calistigimiz 1000 lerce yildan sonra, son yuzyılda kuantum mekaniginin yaptigi bomba etkisi butun dusunceleri derinden salladi, bilim adamlari 0 lı 1 li olasiliklarla ugrasirlarken, kuantum denen manyakligin getirdigi olasiliklar deniziyle ugrasmaktan, kendi iclerine kapanip halktan uzaklasarak, bencilliklerini cok iyi gosterdiler. Ölmeden birseyleri ogrenelim cabasiyla bir dizi yigin arasindan cikmaya calisirken bizleri unuttular...(sanki önceden cok hatırlıyorlarmıs gibi) Yine bir kaci arada bir hatirlayip bir iki kelime birsey yaziyorda bizde bunlari yazip yararli ve anlasilir olmalari icin beraber ugrastigimizi zannetip yalanci bir mutluluk yasiyoruz. (uff kisa cumle yazamiyorum twittera da alisamadim zaten her seferinde daha zeki olabilirsin diyo, 500 harf gecmisim siniri yuh, maymun bile cayi ufleyerek iciyo bide bana bak:)) burda da kompleksli olmadigimi gostermis oldum heheheh), evet simdi uzun bir girisden sonra olaya giriyorum. Efendiler, olay ilk baslarda söyle cereyan ediyor, yil milattan once 10000 saka lan saka, isterseniz olaya buyuk bir cisim ele alip baslayalim sonra yavas yavas kuculerek gidelim, kuculdukce olusan karmasayi anlamak icin de en son, buyuk parcalardan bahseden kismi teorilerle kuantum belirsizligini birlestirmeyi deneyelim yani kuculdukce olusan manyakliklari anlamaya calisalim(cok iddaali oldu:)), soyle bi bakalim iste ne olmus ne bitmis, su anda butun fizikcilerin, bilim adamlarinin yapmaya calistigi gibi... ama biz bunu detaylarda kaybolmadan yapalim ki -zaten kaybolacak kadar bilgimizde yok- bi halta yarasin, resmi azda olsa uzaktan goruruz, belki birseyleri andirir... Bunları yaparken de unutmayalım ki ekmek hiç bir zaman daha ucuza satılmadı, bu gidişle de nah satılacak, sosyal mesaj verme kompleksimi de bu alıntıyla bastırdıktan sonra devam edeyim...

Simdi, ilk once bildigimiz fizik yasalarinin uygulandigi ve ciplak gozle gorebildigimiz nesnelerle ise baslayalim. Buyukce bir kagit parcasini alalim ve katlayarak ucak, gemi, origami filan bi seyler yapalim. Kagidi iki parcaya bolerek, iki kucuk sekil yapmayi deneyebiliriz, ya da biraz daha kucuk parcalara ayirip dort ucak yapmayi deneyebiliriz. Burda kagidin kimyasal ozelliklerinde herhangi bir degisiklik olmaz, sadece yapmaya calistiginiz sey giderek kuculur, kagidi parcalara bolup kucultmeye devam ettikce de isimiz gitgide zorlasir, en sonunda elimizde anlamli bir sekil olusturamayacak olcude bir kagit yigini kalir ve bu yuzden o kagit parcasi anlamli bir sekil cikarabilme ozelligini yitirmis olur. Simdi olaya boyle bakalim, yani birseyleri parcaladikca resmin, seklin tamamini anlamamiz, olusturmamiz zorlasiyor, bu yuzden caninizi sikmayin, hemen kendinizi yerden yere vurmayin!, bizde su anda baya bi parcalanmis haldeyiz efendiler... Hehe:) bugunluk bu kadar, bu sacmaligin devamini ileriki gunlerde okuyabilirsiniz, okumasanizda ben yazarim, belkide yazmam banane lan, gorusmek uzere...


2. Bölüm burada...
3. Bölüm burada...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder